Partiler belediye başkanı aday adaylarını belirlemek için hummalı bir çalışma içerisindeler.

Bir yandan aday belirleme çalışmaları yapılırken diğer tarafta aday adayları da birbirlerine algı operasyonu yapıyor. Alttan alttan böylesi bir adaylık yarışması ne kadar etik diyeceğiz? Hedefe ulaşmak için her türlü yolu mübah görenlerde ‘etik’ hak getire!

Bir de, ilkesi olmayan, her dönem kendini bulunmaz hint kumaşı gören siyasi tipler var, onlar için parti filan fark etmez, bir yerlerden teklif beklerler.

Kendilerini daha da önemli kılmak için algı operasyonları gerçekleştirmek gibi kampanyalar yaparlar.

2019 yerel seçimlerinde, Bursa Mustafakemalpaşa ilçesinde, CHP’nin ittifakı olan İYİ Parti’den eski Devlet Bakanı Şükrü Erdem güçlü bir isim olarak aday gösterilmişti. Bursa’da İYİ Parti’den aday olan isimler hiç varlık gösteremeyip aday oldukları ilçelerde seçimleri kaybettiler.

Şükrü Erdem önceki gün, İYİ Parti’den adaylık meselesi zora girince, sözde diğer adayların önünü açmak için istifa ettiğini, paşa.com’da yaptığı mülakatla dile getirmiş.

Bence kimse kimsenin önünü arkasını açmak gibi bir erdemlilik göstermez. Aday gösterilmeyeceği kanısına vardığı için sözde bir incelik yapıyor. Kanaatim bu yönde.

Siyasi ilkeleri olan bir insan daha önce aday olduğu partisinden istifa edip AK Parti’den adaylık için yoklama yapmaz.

İstifa etme gerekçesiyle AK Parti ile temas içerisine girip adaylık yoklaması yapması yaman bir çelişki olsa gerek! Yanılıyor muyum?

Şükrü Erdem, AK Parti ilçe başkanının kendisini ziyaret ettiğini söylüyor ve aralarındaki konuşmayı paşa.com’a yaptığı   açıklamada şu sözlerle ifade ediyor; “AK Parti İlçe Başkanı Mutlu Turgut, her gittiğim yerde sizin adınız geçiyor dedi. AK Parti’den aday olmayı düşünür müsünüz? diye sordu bana. Şu cevabı verdim, senin gelmen ya da il başkanının gelmesiyle bu iş olmaz, beni AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın araması gerekiyor dedim.”

Her ne hikmetse kendilerini bulunmaz nimetten sayan bir takım kişilerin ortak beyanı bu. Nasıl bir himmete sahip olduklarına inanıyorlarsa ancak en üst perdeden konuşup talep edilmek arzusu içindeler. Yada bir diğer deyişle öyle umutsuz bir durum içindeler ki, oltayı atayım şansıma muhabbeti. Neyse ne…

Uzun zaman merkez sağda siyaset yapan, bakan olan, İYİ Parti’den belediye başkan adayı. Neymiş efendim. Aday adayı olan arkadaşlarının önü kesilmesin diye partisinden istifa etmiş! Buna kim inanır? Kadir İnanır bile inanmaz!

Bu siyaset ne menem şey ki, insanlarda bir türlü bitmek bilmeyen bir hırs var. Bir de kendi dünya görüşlerine zıt olan partilerden, aday olmak gibi bir gayret içerisine girmeleri ayrı bir tutarsızlık. Eskiler tevekkeli dememiş. “Siyaset kendini bilenlerin işi değil.”

Bu zatı muhteremin, İlçe Başkanı Mutlu Turgut’a verdiği cevabın meali şu olmuyor mu?.

“İl Başkanı Davut Gürkan’ın ve senin benim nazarımda bir hükmün yok. Beni, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan arasın” Bu nasıl, nasıl bir kibirdir?

Böyle bir ismin aday olması durumunda, AK Parti Mustafakemalpaşa ilçe teşkilatı nasıl çalışacak?

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasın” cümlesinin Türkçesi, “Sizleri muhatap almıyorum” demektir.!!!

Bu cevap üzerine sanırım, İl Başkanı Davut Gürkan gereken değerlendirmeyi yapar.

Daha garip olan bir durum ise, AK Parti’nin mevcutta belediye başkanı varken, ilçe başkanının aday arama girişimi içerisinde olması.

İlçe Başkanı Mutlu Turgut, böylesi bir girişim ile, Belediye Başkanı Mehmet Kanar’a, Şükrü Erdem üzerinden bir operasyon mu çekiyor?

Zaten mevcutta belediye başkanı Mehmet Kanar potansiyel aday durumunda, ilçe başkanının böylesi bir operasyon içerisine girmesi çok şık olmadığı gibi, Şükrü Erdem’in ilçe başkanına verdiği cevapta ayrı bir sıkıntı.

Umarım, AK Parti İlçe Başkanı Mutlu Turgut’un, kendisini muhatab almadığı iması yapan Şükrü Erdem’in üst perdeden yaptığı açıklamaya bir cevabı vardır.