Olanlar Oldu Ya Bundan Sonrası?
Siyasi iktidarın algılarla oynamak için asrın felaketi diye nitelendirdiği deprem oldu. Ölen öldü, kalan sağlar bizimdir diyen siyasi irade afet konutlarının temelinin Mart ayında atılacağını söyledi.
Gezi Parkı eylemlerinin baş aktörlerinden olan ver halen “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçlamasıyla kendisine verilen 18 yıllık hapis cezasını çeken Mücella Yapıcı‘nın “Bir an önce apartman dikme girişiminin bir sakıncası da sarsıntılar sürerken dökülen betonun sağlamlığının şüphe götürüyor olmasıdır” sözünü bir kenara not edelim.
Madem, bazı şeyleri not etmek moda oldu. Biz de buna uyalım, eksik kalmayalım.
Bu depremin enkazı fiziksel olarak kalkacak.
Ancak depremde yaşananların, yiten canların defteri asla kapanmayacak.
Mevcut iktidar, her zaman olduğu gibi siyasi sorumluluğu asla kabul etmiyor.
Êtemese ne olur, etse ne olur.
Seçimlerde bu sorumluluğu hatırlatmak elzem oldu.
Hazineye kaynak için çıkartılan imar barışları, rant için imara açılan tarım alanları, sözde oturulabilir izini veren kurumlar.
Bunların her biri siyasetin emrinde olanlar.
O emri alıp uygulayanlardan daha çok bu emirlerin başında olanlar da sorumludur.
Bu ister bir belde belediye başkanı, ister büyükşehir belediye basşkanı, ister bakan, isterse Cumhurbaşkanı olsun.
Her biri bunun siyasi plartformda hesabını vermelidir.
Ancak, bunun için hesap sorucuların yaşanan acıları unutmaması ve hesap istemesi gerekiyor.
Sadece onlar mı?
Müteaahitinden, bu oluşumnlara destek veren, deprem üzerine algı operasyonu yapan medyaya kadar.
Her insan ve kurum hesabını bu dünyada, her kes sağ ve konuşabiliyorken vermeli.
Bu hesaplar sorulmazsa daha çok Kahramanmaraş depremleri yaşarız.
Daha çok yiten canlar ardından ağıtlar yakarız.
Fakat;
En acil yapılması gereken.
Depreme dayanıklıdır belgesi olmayan konut ve işyerlerinin satışı / kiraya verilmesi zorlaştırılmalıdır.
“5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanununa göre mesken niteliği taşıyan binaların 2020 yılı Ocak ayı itibarıyla Enerji Kimliği Belgesi alması zorunludur. Bu tarihten sonra EKB almayan yapılar için alım, satım ve kiralama işlemlerini gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır”
Enerji mi, deprem mi?
Eğer söz konusu taşınmazın DASK poliçe bedelleri binanın bir yıllık kira rayicine getirilse, diğer sigorta poliçeleri taşınmazın rayiç bedelinin %10-25 aralığına getirilse bu bir çözüm olabilir.
Hali hazırda DASK poliçesi olmadan satış, kira ve tesisat işlemleri yapılamıyor.
Burada denetlemeyi yapan kurumlar da denetimlerine kefil olacak şekilde denetlendirdikleri taşınmazları sigorta ettirecek, herkes attığı imzanın arkasında duracak.
Bu sigortalardan oluşturulacak deprem fonu da, belgelendirme imkanı olmayanların denetleme giderleri karşılanmalıdır.
Çok mu zar?
Deprem mi çok zor.
Karar sizin.