Yaşananlar Kader Değil İktidarın Takdiridir!

Photo of author

Anasayfa » Haberler » Yazarlar » Yaşananlar Kader Değil İktidarın Takdiridir!

Yaşananlar Kader Değil İktidarın Takdiridir!

Ülkemizin büyük bölümü deprem gerçeği üzerine kurulu. Bu gerçeği bilim insanları haykıra haykıra dile getirmesine rağmen, siyasi iktidarlar bilimin haykırışlarına karşı sağır dilsiz kalarak, deprem gerçeğine kader mukadderat diyerek vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar.

Çok uzaklara gitmeye gerek yok, yakın tarihimizde defa kez ölümlü depremler yaşandı.

17 Ağustos 1999’da yaşanan büyük Marmara depremi sonrası siyasi zevatlar yaşananlar karşısında ders çıkarılması gerektiğini dile getirerek suçluluklarından kaçıyorlar.

O dönemde muhalefet konumunda olan Recep Tayyip Erdoğan, 1999 döneminin hükümeti olan Bülent Ecevit’e yönelik çok ağır eleştirilerde bulundular; hükümet göçük altında kaldı diyerek göçük siyaseti üzerinden iktidara gelen AKP’de Kahramanmaraş’ ta, Gaziantep’ te, Hatay’da,  Malatya’ da, Adana’da, Diyarbakır’da Şanlıurfa’da göçük altında kaldı.

Göçük edebiyatı ile gelen AKP yaşadığımız büyük deprem afetinin altında kalmaz ise yaşananlar kaderiniz değil tercihleriniz olur.

Bilim insanlarımız, akademik odalar, Güney Doğu Bölgemizin büyük bir deprem riski altında olduğunu söyleyip, raporlarla iktidar yetkililerini uyarmalarına rağmen,  rant uğruna raporların hiçbir şekilde dikkate alınmaması, bilim insanlarımızı çileden çıkardı.

Prof. Dr. Naci Görür’ün, Kahramanmaraş merkezli çok büyük ölçekte deprem olacağını, gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ağlayarak, yalvararak söylemesine rağmen kulak asmayanlara ne demeli?

İmar rantı elde etmek adına, imar affı daha şirin hale getirilerek imar barışı adı altında verdikleri ruhsatlarla denetimsiz binalar dikilmesine göz yumanların, bu katliamda, bu yıkımda direk sorumlulukları yok mu?

Deprem bölgesine zamanında müdahale edilmemesinin nedenleri sorgulanmalı?

1999’da yaşanan Marmara depreminde anında deprem bölgesine giren ordunun,  böylesine bölgesel büyük bir depremde anında müdahale etmemesi ülke insanını yaralamıştır.

AKP iktidarı ile birlikte TSK’nın kozmik odasına kadar girilerek ayarları ile oynandı.

Evet, bu ülke halkının bir güven duyduğu ordusu vardı.

Lakin,  depremin ilk günü enkazlara müdahale etmemesi nedeniyle orduya karşı büyük bir kırgınlık ve güvensizlik psikoloji oluştuğunu belirtmek isteriz.

AFAD’ın afet müdahale konusunda bölgede yetersiz kaldığını, organize olma konusunda sınıfta kaldığını bölgede bulunan meslektaşlarımız tarafından dile getiriliyor.

Deprem bölgesinde yine gördüğümüz gerçek; ülkemizin dört biryanından insanlarımız deprem bölgesine seferber oldu, her türlü engellemelere rağmen bölgeye giderek enkaz altında kurtarma çalışmalarına katıldılar.

Her yıkımlı afette bu ülkenin güzel insanları birbirinin yarasını sarıyor.

Böylesine büyük yıkım yaşanırken hala siyaset devşirmeye çalışan iktidar mensuplarına yaranmaya çalışan, ahlaki değerden yoksun milletvekili eskisi tipin provokasyonlarına rağmen itidalli davranan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu tebrik ediyorum.

Yaraların sarılması için bölgeye ilk günden itibaren ihtiyaç yardımlarını ulaştırmaya çalışan CHP’li belediyelere yönelik yapılan saldırılara rağmen, yardımlar devam ediyor.

Üst perdeden konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay denilen atama bürokrat, “siz kimsiniz” diyerek belediye başkanlarının çalışmalarını küçümsemekte…

Sayın Oktay, zaman gelir sizin kim olduğunuzu bu ülke insanı öğrenecektir!

YİMPAŞ dediğimde siyaseti yakından takip eden insanlar sizin kim olduğunuzu hatırlayacaktır.

Bu depremin asıl sorumluları müteahhitler değildir, dönem dönem imar affı yasa teklifi verenler ve onu oylarıyla meclisten geçirenlerdir.

Büyük deprem riski olan bölgeler konusunda bağıra bağıra yapılan uyarılara rağmen bildiğini okuyan iktidar mensupları bu büyük yıkımın sorumluları arasındadır.

En son olarak uygulayıcısı müteahhitler halk deyimi ile zurnanın zoort dediği yerdedir.

Yaşadığımız büyük felaket tarihler boyu hiç unutulmayacak diğer depremler gibi.

Umarım kader, mukadderat diyerek bu yıkımın üzeri molozlarla kapatılmaz, sorumlusu olan yukardan aşağı kimler varsa hesabı sorulmalı!!!

Kimsenin yaptığı yanına kalmasın…

Kimse yaşananlara kader diyemeyiz, her türlü uyarılara kulak asmayan iktidarın taktirdir!!!

Yorum yapın