Müteahhitler Devletten ‘Arsa’ İstiyor

Photo of author

Anasayfa » Haberler » Tüm Haberler » Müteahhitler Devletten ‘Arsa’ İstiyor

Müteahhitler Devletten ‘Arsa’ İstiyor

İnsanların barınmaya olan ihtiyaçları insanlık tarihi kadar eski. Barınma dediğimizde elbette akla ilk gelen ‘inşaat’ Türkiye’de önemli bir sektör.

Sektör, ülke ekonomisine sağladığı katma değer ve istihdam bakımından değerlendirildiğinde; kolları uzayan, çeşitlilik arz eden, kendi içinde pek çok sektörü besleyen geniş bir ağa sahip.

Peki, kendi içinde büyürken son virajda ekonomik açıdan nasıl bir zorlanmayla karşı karşıya inşaat sektörü?

İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) 2011 yılında kurulduğu günden bugüne, 200’e yakın üyesiyle, üretimden istihdama sektörün gelişimi için kaldıraç olma misyonunu benimseyen önemli bir sivil toplum kuruluşu.

Bursa inşaat sektörü adına önemli çalışmalara imza atan ve Bursa’da sektör temsilcisi konumunda olan İMSİAD, 2018 yılı Ocak ayından bugüne Mustafa Andıç yönetiminde yol alıyor.

Nitelikli üye profiliyle, Bursa ve ülke inşaat sektöründe kalite çıtasını yukarılara taşıma misyonuyla çalışmalarına devam ediyor.

‘Dünya ve Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin inşaat sektörüne yansıması’ konu başlığıyla ilgili düşüncelerini almak için İMSİAD Başkanı Mustafa Andıç’ı ofisinde ziyaret ettik.

MALİYETLER ARTTI, SERMAYELER ERİDİ

“İşletmelerin sermayeleri eridi” diyen Başkan Andıç, sektörde son yılların en zor günlerinin yaşandığını ifade ederek şunları söyledi.

“Sektörde maliyetlerin yüzde 500-600 artmasıyla piyasa daraldı. Kullanılan malzemelerde artış oranı gün gün durmadan yükselişte. Dolayısıyla bu süreçte yatırım riskli. Buna bağlı olarak vatandaşın alım gücü düştü. Neredeyse yüzde 50 oranında azalma var vatandaşın alım gücünde. Finansmana erişim zorlaştı. Faizler yüksek. Ülkenin yıllık konut ihtiyacı 700 binse, bu oran yaşanan son ekonomik dalgalanma ile beraber 400 binlere kadar düştü. İnşaat sektörü altı milyon istihdam sağlıyor. İstihdama bakıyorsunuz neredeyse iki milyon. Ciddi bir düşüş. Üretim olmayınca istihdama etki ediyor. Projeler işi bilmeyenlere teslim ediliyor, yüklenici maliyetini düşürmek için üstelik. İlerleyen yıllarda ciddi sıkıntılar çıkabilir bu tür yapılarda. Ülkede ‘müteahhit’ kavramı ile ilgili bir tanımın ve sınırlamaların olmaması ciddi bir sıkıntı. Kanunla bu çizgi belirlenmeli”.

KİRA ARTIŞ ORANLARINDA USULSÜZLÜK

Bütün bu olumsuzluklar elbette kira oranlarına yansıyor. Ev almakta zorluk çeken vatandaş kirada oturmak zorunda. Diğer yandan gelir kaynağı olarak kira bedelinden beslenen diğer bir kısım ise ev sahipleri. Onlarda yaşamın temel ihtiyaçları noktasında artan fiyatlar ve ekonomik daralmanın sonucu olarak kira artış oranlarında yüzde 200’e kadar rakamları yükselttiler. Ciddi sıkıntı.

Hemen burada şu notu düşmekte fayda var. Devlet kiracıyı koruma altına almak için belli oranda kira artışı yapılamayacağına dair bir kanun çıkardı. Haziran 2022 tarihinde alınan karar ile kira artışları kira kontratları, sözleşmelerdeki maddeler aksine olsa bile, 12 ay boyunca yüzde 25 ile sınırlandırıldı. Kontratta ne yazarsa yazsın kiracılar kontrat hükümlerine uymak zorunda değil. İsterlerse yapılan düzenlemeye paralel yapılacak zammı yüzde 25 ile sınırlayabilir.

Fakat uygulamada bunu kaç kişi yapabildi. Ev sahipleri usulsüzce kira artış oranlarını kendi belirledi. Kiracıyı zor durumda bırakan bu artışa malesef  pek çok kişi ses çıkaramadı. Zaten itiraz etse usül hatası ile, üslüp hatası ile karşılaştı. Konuttaki refahı için kabul etmek zorunda kaldı. Bakalım 2023 kira artış oranları gündeme geldiğinde vatandaş nasıl bir tablo ile karşılaşacak?

İMARLI ARSA STOĞU,

ORGANİZE KONUT PROJELERİ

Başkan Andıç’ın üzerinde durduğu diğer bir konu arsa fiyatlarında gerçekleşen yükselme. Kamudan bir talebi var. “Yine diğer yandan arsa fiyatları çok yüksek. Sürdürülebilir bir ekonomik ortama ulaşabilmeli inşaat sektörü, finansmana erişim kolaylaştırılmalı. İmarlı alanlar az. Kamudan talebimiz bir an evvel imarlı arsa stoğu oluşturulması yönünde. Kamu vatandaştan önce plan yapmalı. Sanayi bölgelerini besleyecek konutlar üretilmeli. Bursa bir sanayi kenti. Sanayi bölgelerinde istihdam edilen vatandaşların konut ihtiyaçları bu bölgelere ulaşılabilir alanlarda karşılanmalı. Organize konut projeleri fikri son derece önemli. Bu fikri ilk konuşan, dile getiren İMSİAD’tır. Birde tapu harcı konusu var. İlk konutunu alanlarda bu sıfırlanmalı. Sektörde yapısal değişiklikler, yönetmeliklerdeki değişiklikler zorluyor. Masa başında alınan kararlar sahada uygulandığında zor.”

DEVLETTEN ARSA TALEBİ

Bir diğer çarpıcı başlık ise arsa talebi. “Vatandaşa arsa veriliyor neden müteahhite verilmiyor? Uygun ödeme koşulları ile müteahhitlere arsa verilebilir. Kamu sadece sosyal konut üretmeli fakat yapılan binalara bakıyorsunuz neredeyse rekabet edilecek düzeyde. Kullanılan malzeme olsun, projesi olsun. Kamu özel sektörle rekabet mi ediyor?”

Başkan Mustafa Andıç kendi cephesinden bakıldığında haklı olabilir. Diğer yandan ev sahibi olmanın hayalini dahi kuramayan vatandaşın gözüyle değerlendirdiğimizde, devlet tarafından inşa edilen yapıların gerek mimari özelliği gerekse kullanılan malzeme kalitesi son yıllarda oldukça dikkat çekici düzeyde. Bunu görüyor vatandaş ve neden olmasın diyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan toplu konut hamlesi projesinde, 250 bin sosyal konut ve 100 bin altyapılı konut arsası müracaat sayısına bakarsak, rakamlar vatandaşın bu düşüncesini teyit etmiş durumda.

KAMU-ÖZEL SEKTÖR REKABETİ

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, e-Devlet ve bankalar üzerinden müracaat süresi tamamlanan “İlk Evim, İlk İş Yerim” projesine ilişkin geçtiğimiz günlerde resmî sosyal medya hesabından şu açıklamalarda bulundu. “İlk Evim projemize milletimiz güvendi, inandı. 1,5 ayda 8 milyon vatandaşımız başvurdu. Geçerli başvuru sayısı 5 milyon 135 bin 324. Projemize en çok da gençlerimiz ilgi gösterdi. 2 milyon 30 bin 277 gencimizin başvurusu var. Daha başvuru süreci devam ederken, biz temellerimizi attık. 17 ilde 6 bine yakın konutumuz hızla yükseliyor. Söz verdiğimiz gibi 2 yıl içinde 250.000 konutumuzu teslim edeceğiz”.

İki senede 250.000 konut oldukça iddialı bir rakam. Özel sektör bunu eleştiriyor. Devlet eliyle bu kadar çok sayıda konut üretilmesi ‘kamu özel sektörle rekabet mi ediyor’ diye karşılık buluyor.

İMSİAD’TA DİJİTAL NETWORK

İMSİAD 2018 yılında dijitalleşme konusunda çalışmalara başladı. Sektörün vazgeçilmez paydaşları olan mimar, mühendis, taşeronları, malzeme tedarikçilerini dijitalde bir araya getirmek istedi.

Emlakçı paydaşlar için arsa ve kentsel dönüşüm platformu planlandı. Gayrimenkul yatırımcılarının tercihlerini İMSİAD üyelerinden yana kullanabilmeleri ve müteahhit üyelerin projelerini görebilecekleri bir platform düşünüldü. İnşaat malzemelerine erişim konusunda ayrı bir platform düşünüldü.

İyi taşeron sisteminde kurumlar, referanslı olarak İMSİAD’a başvuru yapıyor. Başkan’ın onayı ile havuzda yer alıyor. Kendi içinde kapalı bir üyelik sistemi ile İMSİAD üyeleri ve paydaşları bu kurumlara ulaşabilme ve çalışma imkânı buluyor.

Tabi mesleki yeterlilik, yetki belgeleri, arsa sahibinden alınan onay gibi belgeler sisteme yükleniyor, sözleşme imzalanıyor.

Kazan kazan (win win) yaklaşımı ile üye ve paydaşlarına kazandırmanın yolunu açmak istiyor İMSİAD. Aynı zamanda kurumlarda kalite kavramını, güvenilirlik esasını bu sistemle onaylamış oluyor.

Yorum yapın