Sanayicilerden ‘Resesyon’ Uyarısı

Photo of author

Anasayfa » Haberler » Tüm Haberler » Sanayicilerden ‘Resesyon’ Uyarısı

Sanayicilerden ‘Resesyon’ Uyarısı

Sanayinin olduğu yerde üretim, üretimin olduğu yerde istihdam, istihdamın olduğu yerde ekomomik refah, huzur ve güven ortamı oluşur. Pandemi sürecinin ardından ekonomide iyileşme seyrederken başlayan Rusya-Ukrayna savaşı bir anlamda bölgede dengelerin yeniden altüst olmasına sebep oldu. Özellikle emtia  ve enerji konusu sanayicinin ilk gündeminde yer almaya devam ediyor.

Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) kurulduğu günden bugüne yaklaşık 20 yıldır büyüme trendinde.

Lokasyon olarak değerlendirirsek NOSAB çevre yolu bağlantıları avantajına sahip bir konumda yer alıyor. Şehir merkezinde bulunan NOSAB’a istihdam açısından bakıldığında, lokasyonu kendi lehine kullanabilir durumda.

NOSAB Akademi ile yeni hizmet binasında firmalarına ücretsiz eğitim olanağı sunuyor. Adeta bir eğitim kampüsü. Fiber alt yapısı, endüstriyel atıksu arıtma tesisi, idari ve sosyal tesis alanında yapılmış olan kreşi ile OSB’ler içinde farkındalıklı bir bölge.

Üç ayda bir yayımlanan NOSAB AYNA dergisini inceledim. İçeriği, konu başlıkları ile çok şık. Kısaca NOSAB kendi içindeki markalarla adeta başlıbaşına bir ‘marka’ haline gelmeyi başarmış bir OSB.

NOSAB, OTOMOTİV YAN YANAYİSİNDE LOKOMOTİF

Türkiye’de ihracat dediğimizde lokomotif sektör ‘otomotiv’. NOSAB otomotiv yan sanayisiyle, lokomotif bir bölge olarak Bursa’nın kazanımlarından. Yüzde 97 doluluk oranı ile NOSAB adeta otomotiv yan sanayinin merkezi halinde. Yüzde altmışbeş oranında otomotiv yan sanayi var bölgede. Türkiye genelinde bu anlamda en büyük bölge denilebilir.

Otomotiv dediğimizde ise; makine yüzde 13, metal yüzde 50, plastik yüzde 5, ambalaj yüzde 5, tekstil yüzde 5, mobilya ve kauçuk yüzde 3, gıda yüzde 1 ve yüzde 1 temizlik şeklinde bir dağılımdan söz edilebilir.

Yurt içi ve yurt dışına ihracat katkısı yapan ve uluslararası bir çok zinciri olan firmalar var NOSAB’ta. 364 firma bulunan bölgede İtalyan, Fransız ve Alman yan sanayi ve tedarik firmaları da faaliyet gösteriyor.

“2023’e PLAN YAPAMIYORUZ”

NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBUK) Yönetim Kurulu Üyesi Erol Gülmez’iziyaret ettik. Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Erol Gülmez, mavi yaka olarak uzun yıllar çalıştığı NOSAB’ta kendi firmalarını kurarak devam etmiş iş hayatına. Pek çok ülkeye ihracat yapıyor, istihdama önemli katkı sağlıyor. Rol model olan başarılı iş insanı dört yıldır NOSAB Başkanlığı görevini de başarıyla sürdürüyor.

Ekonomide gelinen son duruma dair düşüncelerini sorduk kendisine. “2023’e dair plan yapamıyoruz” diyor Başkan Gülmez ve devam ediyor. “Normal seyrinde gitseydi, Aralık ayı itibariyle bizim, bir sonraki yılın taleplerini almamız gerekirdi, müşteri profili oluşurdu. Fakat süreç çok ağır işliyor. Her kesim temkinli davranıyor, ticaret yavaşladı. Müşteride bilmiyor ne olacak, belirsizlik var. Aralık ayı itibariyle resesyon (ekonomide durgunluk) bekleniyor”.

KGF YENİ EKONOMİK PAKET BEKLENTİSİ

Erol Başkan’a soruyoruz. NOSAB olarak süreci nasıl yönetmeyi düşünüyorsunuz?

Finansmana erişim noktasında sıkıntı var mı?

Süreç yönetimini; yıllık izinler, ücretsiz izinler, dönemsel duruş politikaları uygulayarak geçirmeyi planladıklarından bahsediyor. İşten çıkarma söz konusu değil diyor. “Zaten sanayide kalifiye eleman bulmak oldukça zor. Dolayısıyla kazanılmış personeli kaybetmek istemiyoruz” ve devam ediyor.

“Finansmana erişim noktasında sıkıntı çekiyor sanayici. Hükümetin faiz oran baskısı var bankalara. Bankalar, hükümetin belirlediği oranlarda kredi kullandırmak istemiyor. Kredi Garanti Fonu açılımında, yeni ekonomik paket beklentisi var sanayicinin”.

NOSAB ENERJİ PANELLERİ

NOSAB Bölgesi firmaları güçlü firmalar. Buna rağmen artan enerji fiyatlarına karşı tepkililer. Başkan Gülmez konuya dair düşüncelerini şöyle açıklıyor.

“Bu dönem tüm dünyanın meselesi olan enerji fiyatlarının yüksek oluşu elbette bizim firmalarımızı da etkiledi. Enerji fiyatlarını insanların alım gücü ile karşılaştırmak lazım. NOSAB’ta yüzde 70 oranında firmalarımız ihracat yapıyor. Bursa ihracatının 14 te biri NOSAB firmalarından. Fakat Rusya-Ukrayna savaşının etkileri var. Savaşın getirdiği belirsizlik sunucu enerji tedariki sorunu var. Dünyada artan elektrik ve doğalgaz fiyatları Türkiye’de çok daha fazla oranda arttı. Örneğin doğalgazda 300 bin metre küpün üstünde gaz kullanan işletmelere, ikinci tarife uygulaması hayata geçirildi. Barajı geçen firma nerdeyse dört katı fiyatlandırmayla yüzde 600 e varan bir fiyat artışı ile karşı karşıya bırakıldı. Enerji maliyetindeki artış oranının üretime yansıması sonucu kan kayıpları söz konusu oldu. Eskiden firmaların ilk sırasında ham madde tedariki ve işçilik vardı. Şimdi ise enerji var. NOSAB olarak bizler temiz enerji uygulamasına geçmek üzere düğmeye bastık ve yakın zamanda NOSAB’ta firmalar güneş enerji sistemlerini çatılarına kurmuş olarak faaliyetlerine devam edecek.”

“TOGG YERLİ MARKAMIZDIR”

Otomotiv yan sanayi firma sahibini ziyaret edip bunu sormazsak olmazdı. Konu başlığımız Milli Markamız TOGG. Başkan EROL Gülmez’in düşünceleri şu yönde. “TOGG iktidarın yaptığı en büyük hamle bana göre. Gerek proje bazında gerekse zamanlama olarak doğru bir yatırımdır. Bizim milli markamızdır.  Toplumun bazı kesimleri eleştirebilir. Parçaların tamamı Türkiye’de üretilmiyor diye. Bu son derece yanlış. Bir müddet devletin desteği ile gidecektir. Önemli olan TOGG markasının yerli olması. Rekabet koşulları gereği dünya pazarıyla bütünleşmiş çalışmak gerekirdi, öylede oldu. Bu doğru bir hamle. Yerli olduğunda pahalıya mal olacaktı ve ne üretebilir ne satabilirsiniz. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde yüz yerli araç yoktur. Dünyaca ünlü markalara bakalım. Hepsinde durum aynı.

Dünya üzerinde bulunan onlarca araba markası her yıl kullanıcıların taleplerini karşılamak için milyonlarca araç üretiyor. Ancak bunu yaparken hem maliyeti  düşürmek hem de talebe yetişebilmek adına sadece markanın doğduğu ülkede değil, farklı noktalarda da üretim gerçekleştiriyor. Bu durum yeni kurulan fabrikaların bulunduğu ülkenin istihdam ve hammadde satışına da önemli oranda fayda sağlıyor. Dolayısıyla herkes kazanıyor. Özellikle büyük markalar üretimlerini onlarca ülkede gerçekleştiriyor.

Örneğin dünya devlerinden Alman BMW markasının üretimi şu ülkelerde yapılıyor: Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan, Kanada, Malezya, Meksika, Mısır ve Tayland.

Bir diğer örnekse yine bir dünya devi olan Mercedes-Benz için verilebilir. Mercedes hangi ülkenin araba markası dendiğinde verilecek tek cevap vardır: Almanya.

Ancak Mercedes hangi ülkelerde üretiliyor derseniz Almanya’nın yanı sıra onlarca ülke sayılabilir. Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Cezayir, Çin, Endonezya, Finlandiya, Güney Afrika, İngiltere, Kanada, Malezya, Meksika, Tayland, Vietnam bu ülkelerden bazıları.”

Bu öyle ilgi gören bir çıkar ilişkisi ki, düşman ülkeler bile aralarındaki bu ticari ilişkiyi sonlandırmıyor. Bunun en iyi örneği 2. Dünya savaşı döneminde Amerika ve Almanya arasında görülmüştü.

Savaş döneminde Amerikan GM (General Motors) hem Amerikan Chevrolet hem de Alman Opel markasının sahibiydi. Amerikalılar ve Almanlar savaşta farklı cephelerde olmasına rağmen GM markası bir taraftan Amerikan Ordusu için Chevrolet marka kamyon, diğer taraftan da Alman Ordusu için Opel marka kamyon üretiyordu.

Başkan Erol Gülmez sanayicimizin sıkıntılarını ve beklentilerini paylaştı bizimle. Kendisine teşekkür ediyor yaklaşan NOSAB seçimlerinde başarılar diliyoruz.

Yorum yapın